EĞİTİM ÜZERİNE – Immanuel Kant

O der ki : ‘ İnsan eğitime ihtiyaç duyan tek varlıktır.
Çünkü eğitimden biz ahlaki terbiyeyle birlikte bakıp büyütmeyi, umumi talim ve
terbiyeyi anlamalıyız.
Sonra ‘aynı zamanda bütün akıllı varlıklar için genel bir
yasa olmasını isteyebileceğin maksime göre eylemde bulun’ düsturunu ahlakının
temel ilkesi yapmış bir düşünürün bununla yetinmeyip ne var ki çocukların
sadece uysallaştırılması yeterli değildir. Çünkü onların düşünmeyi öğrenmesi
daha büyük önemi haizdir’ der.
Hiç kimse
gösterilemez ki gençliğinde ihmal edilmiş olupta daha sonra kusurunun talim
terbiyede mi yoksa ahlaki eğitimde mi olduğunu bilmeksizin olgunluk çağına
ulaşabilsin. Eğitimden geçmemiş insan kaba talim terbiye görmemiş insan
serkeştir. Talim terbiyenin ihmali eğitim öğretimin ihmalinden daha büyük bir
kötülüktür çünkü bu sonuncusu daha sonra hayat içerisinde telafi edilebilir.
Fakat serkeşlik giderilemez ve talim terbiye de yapılan yanlışlık hiçbir zaman
tamir edilemez.
Öte yandan eğitimin
ideolojik olduğunu göz önüne alırsak yaratılan bu ahlak kurallarına uygun insan
yetiştirmek insan arzusunu ve de iradesini hiçe saymaktır. Her insanın kendi
özgür iradesine, özgür seçme hakkına sahip olduğunu unutmamalıyız. Bizim yahut
toplumun yaratmış olduğu birtakım talim terbiye kuralları yeni bir kimlik
yaratımından ziyade kopya kimlikler üretmek olacaktır. Bu ise pek faşizanca
duygular besleyen bir sistematik eğitim olacaktır. Özellikle önce aile kurumu
sonra devlet tarafından faaliyete geçen eğitim kurumları ile belirlenmiş
ideolojiler bireylere karşı olgunluk çağına ulaştırma amacı içerisindeyken
ancak kendi olgunluklarını kavratmış olacaklardır. Devlet bir ahlak öğretisi
oluştururken sormamız gereken asıl soru şunlardır? Devlet ahlaklı mıdır? Ya da
o ahlaklı olabilir mi? O ne zaman ahlaklı olabilir? O ahlaklı değilse eğer onun
ahlaki bir doktrin meydana getirmesi mümkün müdür?
Kant’ın aileler için ahlaki eğitimle ilgili diğer temel
önerisi onu disiplin üzerine değil maksimler üzerine oturtmalı; biri kötü
alışkanlıktan alıkoyar, diğeri zihni eğitir ve düşünmeye hazırlar. O halde
burada anlamamız gerek şudur: çocuk kendisini her daim değişen davranış
saiklerinden hareketle değilde maksimlerle uyum içerisinde davranmaya
alıştırmalıdır.
Örneğin bir çocuk
yaptığı yanlıştan dolayı cezalandırılmamalı ama bir tepkiyle karşılanmalıdır o
der. Burada disiplinize ederek dize getirmekten ziyade daha aristokratik bir
davranıştan söz eden Kant Aristokratçı bir geleneği devam ettirmiştir.
Sonuç olarak kitapta birçok eğitim üzere önerilerde bulunan
Kant temel olarak eğitim ve din öğretili bir ahlakı savunmuştur. Bu bakımdan
onu daha iyi anlamak için tam olarak Kant’ın ahlakını kavramamız gerekir. Bunun
için ileri okumalar gereklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder